Olimpiyatların yapılacağı kentin belirlenmesinde geri sayım başladı. Olimpiyat 2020'ye aday olan İstanbul'un kaderi 7 Eylül'de belli olacak. İstanbul, 2020 için olimpiyat kenti seçilirse, kentin dört ayrı bölgesinde kurulacak spor tesisleri için 19 milyar dolarlık yatırım yapılması planlanıyor. Bunların arasında Haydarpaşa'ya kurulacak 70 bin kişilik stadyum ve kentin kuzeyini yapılaşmaya açan Belgrad ormanlarına yapılacak bisiklet parkuru en çok tepki toplayan projeler arasında.
'Olimpiyatlar için de kayıp' Mimar Korhan Gümüş:
Olimpiyatların İstanbul'da gerçekleşmesi şehir için yıkım olacaktır. Şu an Olimpiyatlar için kurulması planlanan yapılara proje bile denemez. Nasıl yapılacağı, nasıl bir proje dahilinde gerçekleştirileceği belli olmayan bir takım resimlerle karşı karşıyayız. Yeteri kadar konuşulmamış, proje yönetimi tarafından geliştirilmemiş bir sunum var ortada. Projelerin bir master planı yok. Yeşil alanları, Haydarpaşa gibi kültürel miras alanlarını korumadığı gibi kentin peyzajının da değiştirildiği bir projeler bunlar. Ben İstanbul'un kazanması durumunda İstanbul'un etkileneceği bir tarafa Olimpiyatların da çok etkileneceğini düşünüyorum. TOKİ eliyle yapılacak bu uygulama Olimpiyat tarihine geçecektir.
'Çöp yatırımlar yapılacak' Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Cemal Yalçıntan:
Biz bu Olimpiyatları aldığımızda kendi bütçemizden bir parayı aslında vatandaşların çok da kullanmayacağı yatırımlara aktarmış oluyoruz. Olimpiyatlarda genelde bu yatırımlar yapıldıktan sonra projeler çok kullanılmayan alanlara dönüşüyor. Bugünkü Olimpiyat Stadı'nın rezaletini yıllardır biliyoruz. Olimpiyat köyünde yapılacak tesislerin de akıbeti benzer olacak. Dolayısıyla vatandaşın kullanamayacağı yatırımları yapmış oluyoruz. Her mahallede bir spor alanımız var mı? Çocukların basketbol oynayabileceği saha var mı? Yok. Bunun cevabı yokken bu kadar büyük yatırımların peşinden koşmak bana makul gelmiyor.
'Kentsel ayrışmayı tetikler'Konut Hakkı Savunucusu ve BM Habitat Zorla Tahliyeler Grubu İstanbul Temsilcisi Cihan Baysal Uzunçarşılı:
Konut Hakları ve Tahliyeler Merkezi (COHRE)'nin raporu ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin konut hakları raportörü Raquel Rolnik'in raporları 4 milyon insanın Olimpiyatlar yüzünden zorla tahliye edildiğini ve mahallelerin yıkıldığını söylüyor. Rolnik'in belirttiği gibi, bu mega etkinlikler yapıldığı zaman bu tesislerin yapılacağı yerler alt gelir gruplarının ve yoksulların yaşadığı yerler oluyor. Pekin Olimpiyatları sırasında 2008'de 1,5 milyon kişi zorla tahliye edildi. Oyunların tesislerini inşa etmek bahanesiyle bir sürü mahalleye el konuyor. Bu alanlar lüks projelere açılıyor ve üst gelir gruplarına yönelik projelendiriliyor. Olimpiyat oyunları üzerinden bu dönüşüme meşruluk inşa ediliyor. Dünya üzerinde ekonomi inşaat sektöründen ve kentleri markalaştırıp pazarlamaktan geçiyor. Maalesef Olimpiyatlar da kentleri pazarlamanın bir aracına dönüşmüş durumda. Olimpiyat komitesine sunulan raporun tamamen TOKİ öncülüğünde inşaat odaklı bir rapor olduğunu görüyoruz. İstanbul'da Olimpiyatlaar için altyapısız projelerle birçok mahalle yıkılacak, o mahalle nüfusları şehrin dışına püskürtülecek. Kent tamamen üst gelir gruplarına göre tasarlanacak. Kentsel bir ayrışmayı yaşıyoruz. Bunun kentler açısından sonuçları vahimdir.
'Doğa, tarih ve kent tahrip edilecek' Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu:
Bu organizasyonlarla birlikte şehirlerin yeşil donatı alanları ve mutlak yapı yasağı olan alanlar imara açılacak. Olimpiyatların İstanbul'da düzenlenmesi için kapalı kapılar ardında hazırlanan projelerin yeşil alanları, orman alanları ve tarihi dokuyu tahrip edeceğini görüyoruz. Geçmişte bu alanalarla ilgili dönüşüm kararları konusunda meslek odaları olarak açtığımız davalar var ama yürüttüğümüz mücadele yok sayılıyor. Bugün gündeme gelen Haydarpaşa'ya yapılacak stadyum kente çok büyük hasar yaratacak bir projedir. Ali Sami Yen stadı gibi spor alanlarına gökdelenler yapılırken başka kamusal alanları spor alanı ilan etmek tutarsızlık. Doğa, tarih ve kültür değerlerinin tahrip edilmemesi ve ekonomiye de yük getirilmemesi için öncelikle eldeki altyapınıni değerlendirilmesi gerekiyor.