Ülkede gayrimenkul sektöründeki artış ve dalgalanma son günlerde tartışılan en önemli konulardan biri ve halkı doğrudan ilgilendirdiği için kamuoyunun da büyük ilgisini çekiyor.
Çin'in dünya genelindeki ''ucuz'' imajının aksine bir seyirde ilerleyen ülkedeki emlak sektörü, özellikle büyük şehirlerdeki yüksek kiralar ve gayrimenkul fiyatları nedeniyle hükümette konuya müdahale etmeye başladı.
Bu anlamda alınan tedbirler açıklanırken, bunlardan en dikkat çekeni Başkent Pekin'de bekarların birden fazla konut satın almasının yasaklanması.
Bununla birlikte Şanghay'da bankalara üçüncü konut almak üzere başvuru yapanlara kredi verilmesi de yasaklanırken, Pekin ve Şanghay'da emlak satışlarındaki kazançlarda yüzde 20 vergi uygulanması kararı alındı.
Başkentte Şubat ayındaki emlak fiyatları bir önceki senenin aynı dönemine oranla yüzde 5,9 artarak son iki yılın en yüksek artış değerini kaydetti.
Şanghay'da ise Şubat ayı emlak fiyatlarındaki artış yüzde 3,4 oranında arttı, ardından ikinci konut için bankalardan alınacak kredi faizlerinde peşinat şartlarının katılaştırılacağı açıklandı.
Öte yandan ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinin Şıncın ve Guangcou şehirleri, Şandong eyaletinin başkenti Cinan ile Tiencin ve Çongçing de yeni emlak kontrol tedbirlerini duyuran şehirler arasında yer aldı.
Ülkede bu minvalde Pekin, Şanghay, Guangcou gibi birincil öncelikli büyük şehirlerde emlak sektörünün kontrolü amacıyla çok sayıda tedbir dikkati çekerken, bu durumun ülkede ısınan gayri menkul piyasasını soğutup soğutmayacağı da bilinmiyor.
Pekin belediyesi ayrıca vurgun yapmak amacıyla gayrimenkul alımını engellemek için yeni inşa edilen konut fiyatlarında geçen yılın fiyat seviyelerinin korunacağını duyurdu.
Ülkede bunlara ek olarak satın alınabilir konut uygulaması bulunuyor ve devlet her yıl milyonlarca ucuz konut inşa ediyor.
Yetkililer özellikle Pekin ve Şanghay gibi kentlerde gayri menkul alımının yatırım ve vurgun maksadıyla yapıldığını ifade ediyor.
Ayrıca bu konuda uzmanlar, ülkede finansal araç eksikliğinin insanları gayrimenkul almaya yönlendirdiğini belirtirken, ülkenin büyümesiyle aynı oranda varlığını değerlendirmek isteyen yatırımcıların emlak almaya yöneldiğini ifade ediyor.