Quantcast
Channel: Arkitera Mimarlık Merkezi - Haber
Viewing all 4077 articles
Browse latest View live

Kemeraltı'nın Tarihi Kemerleri Bulundu

$
0
0

Dünyanın en büyük açık hava çarşısı konumunda olan Tarihi Kemeraltı Çarşı'na ismini verdiği belirtilen kemerler bilimadamları tarafından gün yüzüne çıkarıldı. 2010 yılında bölgede bulunan yapıların yıkılmasıyla tespit edilen kemerlerin, 15. yüzyılın en cazibeli buluşma noktası olduğu belirtiliyor. Yapılan son kazı çalışmalarının ardından gün yüzüne çıkarılan kemerlerin koruma altına alındığı ve onarıma başlandığı kaydedildi.

Başka bir ipucu yok

Bölgedeki kazı çalışmalarını yöneten Agora Ören Yeri Kazı Heyeti Başkanı Yrd. Doç. Akın Ersoy, "Bölgeyle ilgili sözlü kültürde yer alan Kemeraltı isminin, Agora Antik Kenti'nde bulunan Roma Hamamı içerisindeki kemerlerden geldiğini düşünüyoruz. Aksini ifade eden herhangi bir belge veya kanıt bulunmuyor" dedi.

Ersoy, kemerlerin 2010 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Agora ve çevresinde yaptığı yıkımların ardından ortaya çıktığını söyledi. Ersoy, "Bu kemerler İzmir'in iki önemli sokağı olan Havra ve Dikilitaş sokaklarının kesiştiği noktada yer alıyor. Dikilitaş sokağı, İzmir'in Türk mahallesini, liman mahallesine bağlayan en önemli sokak akslarından bir tanesi. Roma Hamamı da bu iki sokağın bitiştiği noktada bulunuyor. Muhtemelen insanlar Osmanlı döneminde, buradaki yıkılmış olan ama iki büyük Emir'i hala ayakta olan hamam yapısından yola çıkarak bölgeyi Kemeraltı olarak anıyorlardı. Bölgedeki buluşmalar, Kemeraltı'nda mevki belirterek söyleniyordu belkide. Kemeraltı ismi, 16. yüzyıldan itibaren anılıyor. İnsanlar bu kemerleri randevu noktası ve kent içi işaret olarak sözlü kültürlerinde hep ifade etti. Biz bu kemerlerin kemeraltına ismini verdiğini düşünüyoruz. Çünkü başka hiçbir ipucu, Kemeraltı isminin nerden geldiğine açıklık getirmiyor" dedi.

16. yüzyıldan itibaren

Ersoy, "Bölgede çok büyük bir hamam yapısı bulunuyor. Sözlü kültüre göre bu yapı 2'nci yüzyıla kadar uzanıyor. Ancak daha sonra alan terk ediliyor ve ardından mezarlığa dönüşüyor. Arapların ve İranlıların gelerek kenti yağmaladığını biliyoruz. 14'üncü yüzyılda ise bölge tamamen terk ediliyor. Kemerlerin bulunduğu bölgeden limana ulaşılıyordu. Yapılan incelemelerde Kemeraltı'nın önceleri sadece iki sokaktan oluştuğu ortaya çıktı. Şimdiki gibi değildi. Ancak 1850 yılından sonra tamamen liman özelliğini kaybetmiştir ve günümüzdeki haline gelmiştir. Sözlü kültürde 16'ncı yüzyıldan itibaren bölge Kemeraltı olarak adlandırıldı. Aksini söyleyen hiçbir belge bulunmuyor. O belgeler ortaya çıkana kadar bu öngörüyü kabul ediyoruz" dedi.


Çalıntı Eserlerden 33’ü Bulundu

$
0
0

Bulunan eserlerin Orijinal olup olmadığının teyit edilmesi için daha önce oluşturulan iki kuruldan yeterli olmayışından ötürü geçtiğimiz haftalarda Prof. Kemal İskender'in oluşturduğu bir ekip Ankara'ya eserleri yerinde incelemeye gitti. Yapılan incelemeler sonucunda bulunan tüm eserlerin Orijinal olduğu saptandı. Ele geçirilen eserler arasında Hoca Ali Rıza'nın Beykoz'da İshak Ağa Kahvesi, Sami Yetik'in Kasımpatılı Natürmortu gibi oldukça değerli eserler yer alıyor. Yakın zamanda aynı kurul tarafından eserlerin fiyat saptaması yapılacak. Fiyat saptamasının ardından hukuki süreç başlayacak. Koleksiyonerler, galeriler ve müzayede evlerinin eserlerin çalıntı olduğunu bilmediklerini ifade etmelerinin de bir anlamı olmayacak, çünkü çalıntı eserleri satın almaları kanunen onları suçlu durumuna düşürüyor. Eserlerin hepsinin arkasında bulunan müze mührü de bu savunmayı zaten boşa çıkarıyor. Elinden tabloları alınanlar arasında Özbilenler Müzayede'den Mehmet Özbilenler, İş Adamı Cengiz Çetindoğan, Tunca Sanat Galerisinin Sahibi Cemal Batur bir çok ünlü isim yer alıyor. Müzede çalınan eserlerin alım satımı 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yasası'nın 65. maddesi kapsamında 2 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis ve 5000 güne kadar para cezası öngörüyor.

ODTÜ Planına Dava

$
0
0

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, içerisinde geçtiğimiz yaz aylarında çatışmalara neden olan ODTÜ yolunun da bulunduğu ODTÜ Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı'na iptal davası açtı. İdare Mahkemesine verilen dava dilekçesinde, planın "Şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırı" olduğu dile getirildi. Dilekçede ayrıca, "ODTÜ sınırından geçecek yol ile trafiğin Konya Yolu'na aktarılma çabası yaşanan tıkanıklığın çözümünde bir rahatlama getirmeyecektir" denildi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kamuoyunda çok tartışılan ODTÜ Yolu inşaatının planın da içerisinde bulunduğu ODTÜ Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı'na Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından İdare Mahkemesi'nde iptal davası açıldı. Yol inşaatının kamu yararına aykırı olduğu belirtilen dava dilekçesinde yolun trafik sorununu da çözmeyeceğine ilişkin yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına da yer verildi. İmar haritalarıyla da desteklenen dilekçede, imar planının üst ölçekli planlara aykırı olduğu belirtildi. Buna göre plan konusunda, "Ankara kent bütününde nazım imar planları ile ulaşım ana planları arasında hazırlanma yı­lı, hedef yılı, ölçeği, hatta önerileri ve kararları konusunda önemli uyumsuzluklar bulunmak­tadır" denildi. "Kapsamında ulaşım etüdü ve talep tahmin çalışması olmadan temel ulaşım kararları, yeni yollar ve raylı sistem hatları önermektedir ki bu durum planlama ilke­lerine ve planlama tekniğine aykırı bulunmaktadır" ifadeleri kullanılan dava dilekçesinde, binlerce ağacın kesilmesine neden olan ODTÜ Yolu'na açılan davadaki benzer gerekçeler bu dava dilekçesinde de anımsatıldı.

Trafik sıkışıklığına çözüm değil

Ayrıca dava dilekçesinde ODTÜ Nazım İmar Planı içerisindeki yolların trafik sıkışıklığına çözüm olmayacağı da belirtildi. Dilekçeye göre bu konuda şu ifadelere yer verildi:

"Burada yapılan temel vahim hata Eskişehir Yoluna erişildiğinde yoldaki trafiğin aktığı var­sayımıdır. Oysa ki trafik tıkanıklıkları devam edeceği için gereksiz yol uzatmaları ve tünel­lerle tıkanık bir Eskişehir Yoluna ulaşılacağı için bu düzenlemelerin yararı olmayacak, köp­rüler, alt ve üst geçitler tıkanan trafiğin beklemesi için yeni kuyruklanma alanları yaratmış olacaktır. Ankara Büyükşehir Belediyesinin reklam amacıyla hazırlattığı animasyon filmle­rinde tüm kavşaklarda ve şeritlerde trafik tıkanmasa da projeler gerçekleştirildiğinde durum filmlerdeki gibi olmayacaktır. Belediyenin daha önceki kavşak animasyon filmlerinde akan trafik düzenlemeleri gerçek hayatta tıkanmakta ve tüm katlı kavşaklar ve Eskişehir Yolu gibi genişletilen yollar tıkanan trafiğin tampon tampona beklediği kuyruklanma alanlarından öteye bir işlev görmemektedir."

80 bin kamu binasında "engeller" kalkıyor

$
0
0

Düzenlemeye yeşil alan, park, tiyatro, sinema, spor merkezi, yol, kaldırım ve toplu ulaşım da dahil edilecek. 9 milyon engellinin haklarının takip edileceği sistem tamamlandı. Söz konusu alanların engellilerin kullanımına uygun hale getirilmesi için bir yıllık ek süre veren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bu süreçte "Ulusal Erişebilirlik İzleme Sistemi"ni hayata geçirecek. Sisteme, tüm alanların engelliler için artı ve eksi yanları girilecek ve tek tuşla takipleri yapılacak.

Polonezköy Tabiat Parkı'nın Yapılaşmasına İtiraz Var

$
0
0

Zengin bitki örtüsü ve yaban hayatını barındıran Polonezköy Tabiat Parkı’nı yapılaşmaya açacak imar planları ile ilgili konuşan İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği'nden Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu, "Parkı bir kez yapılaşmaya açarsanız, geçmiş olsun" diyor.

İmar planlarının iptal edilmesi için bir yandan da imza kampanyası başlatıldı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın onayladığı "Beykoz Polonezköy Köy Yerleşik Alanı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planları ile Polonezköy Tabiat Parkı sınırı içinde kalan köy alanına, “seyrek yoğunluklu konut, düşük yoğunluklu konut ve turizm konaklama alanı” fonksiyonu getirildi.

"Parkta imarın geri dönüşü yok"

Planlar 24 Ocak'ta askıdan inecek. TMMOB'a bağlı Şehir Plancıları Odası da konuyu gündemine aldı.

Prof. Dr. Sedat Ayanoğlu, 1993'te Tabiat Parkı ilan edilen alan Polonezköy'ün yapılaşmaya açılmasını "cinayet" olarak değerlendirdi.

"Yasal kılıf altında ormanın en güzel parçaları yok ediliyor. Bu halkın gözünün içine baka baka cinayet işleniyor. Tabiat parkları özel koruma statüsü olan alanlardır. Bunları imara açtığınız an artık geri dönüşü yoktur. İster 10 ister 20 yıl kiraya verin. O betonarmeler orada yükselince geriye dönüş yoktur. Doğa, yaban hayatı kimsenin umurunda değil.Bu rantçı anlayışı çok kötü bir gidiş. Hiç umudum yok."

Doğal bitki türlerinin hepsi var

Polonezköy Tabiat Parkı, İstanbul Valiliği sitesinde şöyle tanıtılıyor: 

İstanbul’un doğal bitki türlerinin tamamını bünyesinde bulunduruyor. Örneğin; çam türleri, kestane, gürken, meşe, kayın, ıhlamur alt tabakada ise defne, kocayemiş, karayemiş, dağ muşmulası, geyikdikeni, ateş dikeni.

Sansar, baykuş...

Tabiat Parkı içersinde 1 adet Sülün- Keklik Üretme İstasyonu ve 1 adet Geyik-Karaca Üretme İstasyonu bulunuyor. Tabiat parkı içerisinde kızıl geyik, karaca, yaban domuzu, çakal, tilki, sincap, sansar, gelincik, sülün, keklik, atmaca, şahin, doğan, karatavuk, saka, üveyik, baykuş gibi hayvanları bulunuyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı da parkı şöyle anlatıyor:

Polonezköy, çevresindeki endüstriyel gelişime karşı doğal varlığını koruyan bitki örtüsü ile Batı Akdeniz Bölgesi’nin floristik özelliklerini taşıyor. Yöre, ilkbahar ve sonbaharda leylek ve yırtıcı kuş göçlerinde binlerce kuşun konaklama ve beslenme yeridir. Plato niteliğini taşıyan jeormofolojik yapısı, peyzaj güzellikleri ve rekreasyon imkânları yanında, tarihsel bir özellik de taşıyor.

Planda ne var?

Tabiat Parkı'nı yapılaşmaya açan planda konut için emsal (yapılaşma yoğunluğu) 0,15, turizm konaklama tesisi için 0,20, yükseklik 6.50 metre yani 2 kat olarak belirlendi.

Otelin bodrum katında; spa, restoran, yüzme havuzu, toplantı salonu, spor salonu, mutfak, sığınak, depo, otopark, servis üniteleri yer alabilecek. Ticaret alanında perakende ticaret birimleri, ofis, kafetarya, banka, finans kurumları yapılabilecek.

Planlama alanının bütününde yapılaşma şartlarını aşmamak koşulu ile günübirlik turizm tesis alanları, lokanta gibi tesisler yapılabilecek.

Likör Fabrikası Planları iptal edildi, ama inşaat devam ediyor!

$
0
0

TMMM'nin haberine göre, İstanbul 6. İdare Mahkemesi, TMMOB’nin açtığı davada, 22 Şubat 2011 tarihli imar planı değişikliklerini, kamu yararına ve şehir planlama ilkelerine aykırı bularak 4 Aralık 2013 tarihinde iptal etmişti. Kararda, tescilli eserlere zarar verildiği, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'ndaki hükümlere uyulmadığı, bodrum katlarının emsale dahil edilmemesi gibi imar yönetmeliğine aykırı yollarla nüfus yoğunluğunun artırıldığı, trafik yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölgede sıkışıklığı daha da artıracak şekilde planlama yapıldığı belirtilmişti.

Mahkeme ayrıca "yeni planda davacının talep ettiği değişikliklerin yapılmadığını" belirterek bu gerekçeyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın "dava konusu planın yürürlükten kalktığı" yönündeki itirazını da kabul etmemiş ve mevcut davaya devam edilmesine karar vermişti. Ancak arsanın ihalesini yapan TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO, bir açıklama yayınlayarak Şubat 2011 tarihli planların projeyi bağlamadığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Haziran 2013’te arsaya dair geçirdiği yeni imar planları doğrultusunda ilerleyeceğini öne sürdü.

Emlak Konut GYO’nun inşaata devam gerekçesi olarak sunduğu yeni imar planları da TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından dava edilmişti. Konu hakkında konuşan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Sami Yılmaztürk imar planlarına açtıkları davaların sürekli yeni planlar çıkartılarak işlevsiz kılınmaya çalışıldığını söyledi. Yargının kararının çok net olduğunu belirten Yılmaztürk, inşaatın hemen durdurulması ve ruhsatı veren ilçe belediyesi tarafından mühürlenmesi gerektiğini söyledi.

Mecidiyeköy’deki eski Likör Fabrikası üzerinde yer alan Quasar İstanbul projesinin ihalesi 2008 yılında TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO tarafından yapılmış ve ihaleyi Meydanbey Ortak Girişimi adı altında Aşçıoğlu İnşaat, Ofton İnşaat, Meydanbey İnşaat ve Ali Ağaoğlu’nun kuzeni Orhan Akçay’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Omak İnşaat kazanmıştı. 2011 sonunda proje İsviçre merkezli yatırım fonu Viatrans’a devredilmişti. 18 bin metrekare üzerinde gerçekleştirilen projede biri rezidans ve diğeri 5 yıldızlı otel ve ofislerden oluşan iki dev kule ve yüzlerce lüks konut yer alıyor. Rezidans dairelerinin metrekare satış fiyatı 6000 ile 11,000 dolar arasında öngörülen projenin 2015’in sonuna doğru bitirilmesi planlanıyordu.

Proje arazisinde yer alan tarihi Şişli Likör Fabrikası binası 1930’lu yıllarda dönemin önemli Fransız mimarlarından Robert M. Stevens tarafından yapılmıştı. Bina 2006'da 345 sayılı kararla "Endüstriyel Miras" kapsamında 2 No'lu Koruma Kurulu'nca kültür varlığı olarak tescil edilmiş olmasına rağmen planların hazırlanmasının ardından 4 Numaralı Kurul kararıyla daha sonra yeniden yapılması şartıyla yıkılmıştı. İstanbul’un tarihi ve mimari değerlerinden biri olan Şişli Likör Fabrikası’nı restore etmek yerine yıkmak ve yerine "kamu yararı ve şehir planlama ilkelerine aykırı" olduğu mahkeme kararıyla tescillenmiş bir proje ile ranta açmak bir kent suçudur.

Çizim mi Gerçek mi?

$
0
0

Güney Koreli tasarımcı Jinil Park çizim mi yoksa gerçek mi olduğunu anlayamadığımız bir mobilya tasarımına imza attı.

Çelik tellerin biçimlendirilmesiyle oluşturulan Park's Drawing Series isimli mobilya koleksiyonu, iki sandalye, iki aydınlatma elemanı ve bir masadan oluşuyor. Farklı kalınlıkta tellerin birleştirilmesiyle yaratılan eskiz görünümündeki tasarımlar aynı zamanda bir insanı taşıyabilecek kadar da sağlam.

 

Aydınger Kağıdı iPad'e Geldi

$
0
0

İlk versiyonu 2012 sonbaharda çıkan ve geliştirilmiş özellikleriyle yeni versiyonu piyasaya sürülen bir iPad uygulaması olan Morpholio Trace, eskizi dijital ortama taşıyarak çizime yeni bir boyut getiriyor.

Mimarlar tarafından tasarlanan bu uygulama basitçe aydınger kağıdıyla çizim yapma eylemini iPad ekranında mümkün kılıyor. Mimarları, eline tekrar kalemi almaya ve bilgisayar faresini bir süre bırakmaya davet ediyor.

Trace, herhangi bir tasarım veya yaratıcı süreç için gerekli olan elle çizme ya da yazma eylemini dijital ortama aktarıyor. 

Kullanıcılarının, arkaplan şablonlarının ya da indirdikleri görsellerin üzerinde hızlıca çizim yapmasını sağlıyor. Böylece, kolayca dolaşabilen hızlı ve akıllı çizimler yapmaya veya bunların üzerine yorum yazmaya imkan tanıyor.

Morpholio Trace; mimarlar, tasarımcılar, fotoğrafçılar, sanatçılar, ya da herhangi bir görüntü odaklı işle uğraşanlar için ideal.


Çatıyı 84 Yıldır Onarmayan İdare de Yangında Kusurlu

$
0
0

Gerekçeli kararında, çatının 84 yıldır onarılmadığını, kültür varlıklarına karşı gerekli sorumluluğun yerine getirilmediğini, bunun da yangına sebebiyet verdiğini savundu.

Haydarpaşa Garı’nın çatısındaki tamirat sırasında 28 Kasım 2010’da çıkan yangınla ilgili açılan davada, izolasyonu yapan iki işçi ve şirket sahibi, ‘taksirle yangına neden olmak sureti ile genel güvenliğin taksir ve tehlikeye sokulması’ suçundan 10 ay ceza almıştı.
Davaya bakan Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi hâkimi Nuh Hüseyin Köse, gerekçeli kararda, çatının 84 yıldır onarılmadığını, bunun da yangının oluşmasına yol açtığını belirtti. Kültür varlıklarına karşı gerekli sorumluluklar yerine getirilmediği için idari ve siyasi bir kusurun bulunduğunu belirten Hâkim Köse, kararda şu ifadelere yer verdi: 

“Bilirkişi raporunda değinildiği gibi yangının oluşmasında, çatının 84 yıldır bakım ve onarımdan geçmemiş, yangına karşı modern yöntemlerle donatılmamış ve korunmamış olmasının kolayca yanmasında ciddi katkısı bulunduğu; bu durumun kültür varlıklarına karşı gerekli sorumlulukların yerine getirilmemiş olmasından kaynaklandığı kabul edilmekle birlikte bu ihmallerin idari ve siyasi anlamda kusur olarak görülmesi mümkünse de ceza hukuku anlamında doğrudan bir nedensellik bağı sayılamayacağı kanaatine varılmıştır.”

Yeni İmar Kanunu Ağır Cezaları İçeriyor

$
0
0

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın önümüzdeki günlerde Meclis’e göndereceği İmar Kanunu Taslağı, mühürlenmesine rağmen inşaatına devam eden edenlere, iç bahçe, galeri boşluğu, depo, otopark, sığınak gibi alanları daraltanlara ağır cezalar verilmesini içeriyor. Taslakla taşkın, çığ ve heyelan alanlarının yerleşme yeri olarak belirlenmesi yasaklanırken, apartmanlarda giriş katta oturanların asansör bakım ve onarım giderine dahil olup olmaması hakkındaki kararı bina yönetimine bırakıyor.

Asansör planı

Bakanlığın kurumlardan gelen görüşler doğrultusunda son şeklini verdiği taslakta önemli düzenlemeler yer aldı. Buna göre taslak yasalaştığında enerji kimlik belgesi onaylanmadan yapı kullanma izin belgesi düzenlenemeyecek. Yapı kullanma izni alınan yapılarda ilk olarak asansör, yürüyen merdiven, bant, rampa, baca, tesisat, duman ve gaz dedektörleriyle güvenlik kameralarına gerekli kontrol ve tamiratı yaptırılacak. Düzenlemenin birçok yerde apartman yönetimiyle giriş katta oturanlar arasında problemlere neden olan asansör bakım ücretine de çözüm getirmesi amaçlanıyor. Böylece binaların giriş katındaki bağımsız bölümlerin asansör bakım ve onarım giderlerine dahil edilip edilmemesi yönetim planında belirlenecek. Toplu yapı kapsamında kalmasa dahi, yapı kooperatiflerince veya site şeklinde inşa edilmiş parsellerin malikleri birlikte faydalandıkları su ve benzeri altyapı tesislerine ilişkin giderlere katılması zorunlu olacak.

İdari para cezaları

Ruhsat alınmadan, inşaata başlama izin belgesi düzenlenmeden, imar mevzuatına aykırı olarak yapılan veya ruhsatına aykırı olarak kullanımı değiştirilen yapının müteahhidine ve sahibine idari para cezaları verilecek. İmar mevzuatına aykırı kısmın alanı, aykırılıktan etkilenen veya aykırılık nedeniyle konumu, niteliği ve büyüklüğü değişen mekan veya mekanlar üzerinden hesaplanacak. Bu gibi durumlarda müteahhite veya yapı sahibine 
500 liradan az olmayacak para cezaları kesilecek. Aykırılık durumunda yapının her metrekaresi için yapı sınıfına ve gruplarına göre cezalar kat kat arttırılacak. Yapı müteahhidinin parsel maliki veya hissedarı olduğu yapılarda yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçları ödenmeden yapı 
kullanma izin belgesi düzenlenemeyecek.

Yerleşime kapalı alanlar netleşti

Taslakta yapılaşmış alanlar hariç mera, yaylak ve kışlakların kullanımını olumsuz etkileyecek ve bütünlüğünü bozacak şekilde çok parçalı yeni yerleşme yeri belirlenemeyecek. Tarımsal sınıfı çok iyi olan alanlar, bilimsel araştırmalar için önem taşıyan alanlar yerleşme yeri olamayacak.

10 yıllık şart geliyor

Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı tarafından yeni teknoloji getiren, büyük ölçekli veya katma değeri yüksek olarak belirlenen yatırımlara yönelik olarak hazırlanan ve onaylanarak kesinleşen imar planları on yıl süreyle değiştirilemeyecek.

Konak Tramvayı 26 Şubat’ta ihaleye çıkıyor

$
0
0

İzmir Büyükşehir Belediyesi, şehiriçi trafiğe nefes aldırmak amacıyla hazırladığı tramvay projelerini tanıttı. Metro sistemini tamamlayıcı nitelikte hayata geçirilecek üç tramvay hattından biri olan 13 kilometrelik Konak Tramvayı projesi, ilk olarak Konak-Alsancak güzergâhı üzerinde ikamet eden semt sakinleri ve esnafa anlatıldı.

Kültürpark İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan ve Kültür ve Turizm İl Müdürü Abdülaziz Ediz’in de katılımıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, katılımcılık esasını gözönüne aldıklarını söyledi. Türkiye’nin raylı sistemle ulaşım konusunda çok geç kaldığını belirterek, “Bir zamanlar kullanılan tramvay ve troleybüsler, yenilenmediği ve çağa ayak uyduramadığı için uygulamadan kaldırıldı. Kentiçi ulaşımdaki raylı sistem de ötelenerek, en pahalı metot olan lastik tekerlekli toplu ulaşım egemen kılındı ama şimdi kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanarak, raylı sistemin toplu ulaşımdaki payını arttırmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.” dedi.
 
Fahrettin Altay Meydanı-Konak-Halkapınar, Alaybey-Karşıyaka-Mavişehir ve Şirinyer-DEÜ Tınaztepe Kampüsü arasında olmak üzere üç tramvay projesi üzerinde çalıştıklarını kaydeden Başkan Kocaoğlu, amaçlarının hava kirliliği ve trafik sıkışıklığını azaltmanın yanısıra vatandaşlara ekonomik, hızlı, emniyetli ve diğer sistemlerle entegre bir ulaşım sağlamak olduğunu belirtti. Konak ve Karşıyaka hatları için 26 Şubat 2014'te, inşaat ve çekerleri de kapsayan yapım ihalesine çıkacaklarını söyleyen Kocaoğlu, “Normal şartlar altında projeyi 2,5 sene içinde tamamlayıp tramvayları 2017 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Lastik tekerlekli toplu ulaşımdan tamamen vazgeçmek mümkün değil ancak buradaki yükten ne kadar kurtulursak, İzmirlileri söz konusu güzergâhlarda o kadar verimli taşırız. Geçtiği güzergâhlarda otobüsün yerini almasını planladığımız tramvaylar, 90 dakikada aktarma sistemiyle vapur, metro ve otobüslerle de entegre olacak.” şeklinde konuştu.
 
Proje hakkında katılımcılara bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Teknik Danışmanı Cemal Yıldız ise planlama aşamasından bugüne kadar gelinen süreci şöyle özetledi: “Konak Tramvayı, Fahrettin Altay Meydanı-Konak-Halkapınar arasında yaklaşık 13 kilometre uzunluğundaki hatta, 19 durak ve 21 araçla hizmet verecek. Pik saatlerde 3, diğer saatlerde ise 4?5 dakika aralıklarla çalışmasını planladığımız tramvay, bu yolculuğu toplam 31 dakikada tamamlayacak. Fahrettin Altay Meydanı’ndaki pazaryeri yanından başlayacak Konak Tramvayı hattı, vergi dairesinin bulunduğu Şehit Binbaşı Ali Resmi Tufan Caddesi’ni takiben sahile çıkacak. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda konutların bulunduğu taraftan ve yola hiçbir müdahale olmadan ilerleyecek hat, üç gidiş ve üç geliş çalışan karayolu trafiğinin yanında ilerleyecek. Göztepe yaya üst geçidinin altından geçecek hat, sahil boyunca devam ederek Konak’ta İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve Konak Pier’in önündeki yaya köprüsünün altından geçecek. Gazi Bulvarı’na kadar yolun kenarından ilerleyecek tramvay hattı, Şehit Fethi Bey Caddesi’ne girecek. Buradan itibaren güzergâhı karayolu trafiğiyle ortak kullanacak. Cumhuriyet Meydanı’nı takip eden hat, Şehit Nevres Bulvarı ve oradan Şair Eşref Bulvarı’na ilerleyecek. Şair Eşref Bulvarı orta refüjdeki dut ağaçlarının korunması amacıyla proje değiştirildi. Tramvay hattı burada gidiş ve geliş olmak üzere ikiye ayrılacak. Vahap Özaltay Meydanı’na kadar bu şekilde devam edecek olan hat, Alsancak Garı yakınında tekrar birleşecek. Garı takiben Şehitler Caddesi’ne ilerleyen tramvay hattı, İzmir Metrosu Halkapınar Depo Alanı’nda son bulacak.”

Ayasofya’da Sona Yaklaşıldı

$
0
0

Yüklenici firmanın çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürdüğü Ayasofya Kentsel Dönüşüm rekreasyon düzenlemesinin tamamlanması ile Ayasofya'nın çevresi güzel bir görünüme kavuşturulmuş olacak.

Ayasofya'nın çevresini çarpık yapılaşmadan kurtarmak amacıyla 44 binanın kamulaştırılarak yıkıldığını ve hak sahiplerine yaklaşık 40 milyon TL'nin ödendiği kaydeden Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ayasofya'da yöresel el sanatları ürünlerinin satışı ve tanıtımının yapılacağı alanların da oluşturulacağını söyledi. "Ayasofya çevresindeki bu örnek çalışma şehrimizi ileriye taşıyacak, dünya kenti yapacak adımların en önemlilerinden biridir" diyen Başkan Gümrükçüoğlu, Ayasofya Kentsel Dönüşüm Projesi'nde rekreasyon yapımının bu yılın ilk çeyreğinde tamamlanarak hizmete sunulacağını sözlerine ekledi.

3. Yeşil Binalar Zirvesi İstanbul'da

$
0
0

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan "Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi", 20-21 Şubat'ta Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek. Geçtiğimiz yıllarda yerli ve yabancı pek çok konuşmacıyı ağırlayan zirve, bu yıl da 100'den fazla konuşmacıya ev sahipliği yapacak. 

Sektöre 10,5 Milyarlık Kaynak

$
0
0

TOKİ Başkanı Karabel, İdarenin 2013 yılını değerlendirdi. Karabel, "TOKİ, kendisine model olarak geliştirdiği ve devletin genel bütçesinden pay almadan kaynaklarını üreterek ve sosyal konutları fonlayarak, konut üretimindeki sürekliliği sağlayacak bir planlama ve nakit akışı izlenmiştir. Böylece hem sektörün gelişmesi sağlanmış hem de konut yapımcıları cesaretlendirilmiştir." dedi.

Sosyal konutların oranı yüzde 93

Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ile 2013 yılı içinde sosyal konut ve sosyal donatı üretimine ağırlık verildiğini ifade eden TOKİ Başkanı Karabel, "Toplam konut üretimi içindeki sosyal konutların payı yüzde 85'den 2013 yılı içinde yüzde 93,42'ye çıkarılmıştır. TOKİ'nin ürettiği sosyal konut miktarı 515 bin 348'e, toplamda ise 615 bin konut rakamına ulaşılmıştır." diye konuştu.

Yöresel mimari örnekleri kullanılacak

2012 yılından itibaren özellikle konut projelerinde yerel mimari örneklerine ağırlık verilerek, konutların cephelerinde yeni düzenlemelere gidildiğini ifade eden Ahmet Haluk Karabel, TOKİ projelerinin görsel olarak daha cezbedici bir konuma getirildiğini ifade etti. Karabel, "Örneğin Sivas'taki konutlarda "Gök Medrese"nin taç kapı motifleri, Hasankeyf'te "Artuklu mimarisi", Konya'da "Selçuklu Yıldızı", Bitlis'te "Şerefiye Cami" motifleri, Tokat'ta "Zile Kalesi" motifleri benzeri her ilde yeni yapılacak projelerde yöresel mimari örnekleri kullanılacaktır.

567 sosyal donatı ihalesi yapıldı

2013 yılında, 5 stadyum ve 39 hastanenin de içinde yer aldığı 567 sosyal donatının ihalesinin gerçekleştirildiğine dikkat çeken TOKİ Başkanı, İdarenin toplamda, 21 bin 228 derslikli 946 okul, 13 üniversite kampüsü, 971 spor salonu, yaklaşık 52 bin kapasiteli 147 pansiyon/yurt, 231 hastane, 94 sağlık ocağı, 497 ticaret merkezi, 41 kütüphane, 489 ibadethane, 105 kamu hizmet binası ve 14 stadyum rakamına ulaştığını bildirdi.

10,5 milyar liralık yatırım

TOKİ Başkanı Karabel, 2013 yılında TOKİ tarafından inşaat sektörüne toplamda yaklaşık 10,5 milyar liralık yatırım yapıldığına dikkat çekerek, Konut Üretimi Seferberliği kapsamında ise 11 yıl içinde yapılan yatırım miktarının yaklaşık 61,5 milyar lira olduğunu söyledi.

252 bin konut planlandı

Ahmet Haluk Karabel, TOKİ'nin 2014 yılı hedef ve beklentilerin de açıkladı. İdarenin konut ve sosyal donatı üretimi ile kamu kurum ve kuruluşlarının talepleri doğrultusunda kamu hizmet binaları yapmaya devam edeceğine işaret eden Karabel, "2013 yılı içinde planlama aşamasına getirilen yaklaşık 252 bin konut bulunmaktadır. Bu konutlardan plan ve projeleri bitenlerin hızla ihalesine devam edilecektir. Ayrıca 2012 yılından beri devam eden ve 2013 yılı içinde ihalesi yapılan 41 bin konut ile 567 sosyal donatının inşaatlarının takibine ve biten konutların vatandaşlarımıza teslimine devam edilecektir." dedi.

2014'de 814 bin konut ihtiyacı

2014 yılı içinde Türkiye'nin yaklaşık konut ihtiyacının 814 bin olarak hesap edildiğine işaret eden Ahmet Haluk Karabel, konut açığının kapatılması ve konut piyasasında arz talep dengesinin kurulması için TOKİ'nin üzerine düşen çalışmaları planlı bir şeklide sürdüreceğini ifade etti.

Karabel sözlerini şöyle sürdürdü; "Bunun için Hükümetimizin belirlediği 2014 hedefleri çerçevesinde kamu inşaat yatırımlarında kamu kesiminin talep niteliğinin yükseltilmesi, kalitenin ön planda tutulması ve kentsel dönüşüm projelerinde lokomotif itici güç olma potansiyelimizi sürdürmeye devam edeceğiz. İnşaat sektörünün üretim ve hizmet kalitesinin uluslararası standartlara ulaştırılarak, yenilikçi bir anlayışla arz ve talebin yüksek katma değerli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması ve sektörün tamamında teknik müşavirlik hizmetlerinin etkinleştirilmesi bizim en büyük beklentimizdir."

Kaçak İskele Avı

$
0
0

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kaçak yapıların ardından denizi işgal eden iskelelere gözünü dikti. Başta Bodrum olmak üzere Antalya'dan gelen iskele izin taleplerinin tümü askıya alındı. Kıyılara iskele kriterleri getirecek olan bakanlık, mevcut iskeleleri tıraşlayacak, yenilerine ise izin vermeyecek. Sezona hazırlık için bakanlığa çok sayıda talep gelirken, bunların hiçbiri kabul edilmiyor. Yapılacak çalışmayla bakanlık, popüler olması nedeniyle kıyıları kaplayan ve daha çok güneşlenmek için kullanılan geniş iskele yapılarını önleyecek. Kıyılara özel önem veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, başta Bodrum ve Antalya olmak üzere gözde tatil beldelerinden başlayarak ülkenin bütüncül kıyı planlarını yapmaya başladı. Çalışmalar Muğla'nın genelinin ardından, İstanbul, İzmir, Çanakkale ve Karadeniz'de uygulamaya alınacak. 

Talepler redediliyor

Bakanlık, özellikle Bodrum'da izinsiz iskele sorunu olduğunu tespit ederken, önümüzdeki yaz sezonu için gelen bütün iskele plan tekliflerini kabul etmeme kararı aldı. Bodrum'un bütünleşik kıyı plan çalışması tamamlanana kadar hiçbir noktaya yeni iskele kurulamayacak. İskele kurulması bundan böyle belirli kriterlere bağlayacak. Artık denizin derinliği, yapısı, halkın ihtiyaçları ve diğer iskelelere yakınlık gibi kriterler olacak. Bakanlık, sahil ve kıyının vatandaşlar tarafından rahat kullanılmasını önleyen tüm iskeleleri kaldıracak. Aşırı büyük iskeleler tıraşlanacak. 

Gelişigüzel yapılıyor

Bakanlık, kıyı planları çalışması kapsamında, kıyılara gelişigüzel kurulan iskeleler de mercek altına alındı. Artık her isteyen beach clup, otel ya da yazlık site, gelişigüzel ve istediği gibi iskele kuramayacak. Nerede iskele olacağı kıyı planına göre merkezden belirlenecek.

Ruhsatı olana da traş

Bütüncül kıyı planları hazırlayan bakanlık, bu plana uymayan mevcut iskeleleri yıkacak. Yeni talepleri geri çeviren bakanlık, mevcut iskeleleri de incelemeye başladı. Daha önceden ruhsat almış ve izni bulunan iskeleler dahi kıyı planına uymuyorsa tıraşlanacak. Ruhsatsız iskeleler ise tamamen yıkılacak.


Türkiye’nin İlk Selçuklu Müzesi

$
0
0

Selçuklu medeniyetine ait tarihi eserlerin yanı sıra şaşırtıcı dijital uygulamaları ile büyük ilgi görmesi beklenen Selçuklu Müzesi'nde sona gelindi. Şubat ayında hizmete girmesi planlanan müzede su üzerinde yürüme hissi uyandıracak bir teknoloji de ziyaretçilere farklı duygular yaşatacak.

Anadolu Selçuklu hükümdarlarından Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından kardeşi Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine 1206 yılında yapımına başlanan Gevher Nesibe Medresesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye'nin ilk Selçuklu Müzesi olarak açılacak. Gevher Nesibe Medresesi'nin bir kısmı Selçuklu Medeniyeti ile ilgili uygarlığı ön plana çıkaran bir müze, diğer kısmı ise şifahiye özelliğini taşıyan tıp müzesi olarak düzenleniyor.

Selçuklu Uygarlığı ile ilgili olan kısımda; 'Selçuklu Kenti', 'mimarisi', 'sanatı', 'bilimi', 'giysisi' gibi unsurlar ile ''Kayseri'de Selçuklular'', ''Anadolu'da Selçuklular'' gibi bölümler yer alacak. Şifahiye ile ilgili kısımda ise; 'hastalıklar', 'tedavi yöntemleri ve aletleri', 'bilginler', 'ecza', 'su ve sağlık', 'müzik ile tedavi', 'renk ile tedavi' gibi bölümler bulunacak. Müze içerisinde sergilenecek Selçuklu etnografik eserlerinin yanı sıra, etkileşimli ve teknolojik görsellik içeren alanlar yer alacak. Böylece ziyaretçilerin; dinleyerek, deneyerek, uygulayarak ve teknolojik aletleri kullanarak bilgilenmeleri sağlanacak.

Müzede, dünyadaki ender müzelerde yer alan holografik üç boyutlu görüntüler, arttırılmış gerçeklik için bilgisayar donanımları yer alacak. Bu donanımlar sayesinde müzedeki ziyaretçiler suyun üzerinde yürüyebilecek ya da Selçuklu sultanları gibi giyinebilecek.

Gevher Nesibe Medresesi'nin anıt yapı özelliği dikkate alınarak yapılan ve Şubat ayında hizmete açılması planlanan müze, dijital müzeciliğin geldiği son nokta olarak kabul ediliyor.

Borusan'ın 70 yıl ışığı!

$
0
0

Çağdaş sanatçı Thierry Dreyfus'un, Borusan'ın 70'inci yılı için ürettiği 'Our Dreams Remain Our Dreams' adlı video eseri, tarihi binanın dış cephesinde sergileniyor.

Türkiye'nin köklü sanayi kuruluşu Borusan, yeni yılla birlikte, 70'inci yaşına girmenin mutluluğunu yaşıyor.

Kültür ve sanatın en büyük destekçilerinden olan Borusan, 70. yılı anısına, İstanbul Rumelihisarı'nda bulunan yönetim merkezi Perili Köşk'ün dış cephesinde özel bir video eseri sergilemeye başladı. Çağdaş sanatçı Thierry Dreyfus tarafından, Borusan'ın 70. yılına özel olarak üretilen video-ışık çalışması 'Our Dreams Remain Our Dreams' (Hayallerimiz Baki) adını taşıyor.

Grubun 70'inci yıl etkinlikleri çerçevesinde, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu'na dahil edilen eser, Perili Köşk'ün ön cephesinde büyülü bir video/ışık gösterisine dönüşüyor.

Tarihi binanın balkon altlarına yerleştirilen özel ekranlarda gökyüzü, bulut, su, güneş, ağaç ve kumdaki ayak izleri gibi farklı duygular uyandıran görüntüler ziyaretçilerle buluşuyor. Bu video çalışmayı "hayallerin ve anıların hayat bulması" olarak tanımlayan sanatçı, Borusan'ın vizyoner ve yenilikçi karakterinden esinlenerek izleyenlerin hayal kurabileceği ve yaratıcılıklarını ortaya çıkarabilecekleri, şehrin kargaşasından uzakta özel bir alan yaratıyor.

Binada kullandığı ışık ve görsel çalışmayla dış cephenin görünenin ötesindeki yüzünü ortaya çıkaran Dreyfus, geçen 70 yılın anıları ve gelecek 70 yılın hayallerini şiirsel bir anlatımla yansıttığı video uygulamasını izleyenlerin "Borusan'ı duygularıyla yeniden keşfedebilmelerini isterim" diyor.

Tarihi binalara ışıkla hayat veriyor

Dreyfus, eserlerinde ışığı tarihi binaların karakteristik özelliklerini ortaya çıkarmak için kullanıyor. Yarattığı şiirsel anlatımla izleyiciler ile binalar arasında "diyalog" kurmaya çalışıyor. Böylece tarihi binalar, ziyaretçilerine hiç fark edilmemiş zenginliklerini sergiliyor ve hikayelerini anlatıyor. 2005'te Paris'teki Fransız sarayı Grand Palais'in yeniden açılışındaki video yerleştirme, 2006'da ulusal kütüphane Bibliothèque Nationale de France'a kurduğu "Jacob's ladder" adlı gökyüzüne uzanan merdiven yerleştirmesi, 2011 Nuit Blanche festivalinde Notre Dame katedraline hayat veren çalışması onu günümüzün en önemli ışık tasarımcılarından biri yapan eserlerinden sadece birkaçı. Dreyfus aynı zamanda Yves Saint Laurent, Louis Vuitton, Dior Homme gibi moda endüstrisinin dev isimleriyle de unutulmaz eserlere imza atmış bir isim.

Fransız sanatçının video çalışması Borusan Contemporary Perili Köşk'te günbatımından sonra izlenebilir...

Sincan Metrosu Bu Kez 'Su Baskını' Nedeniyle Açılamadı!

$
0
0

Sincan Metrosunun açılışı bir kez daha ertelendi. Bu ertelenmeye gerekçe olarak ise Macunköy depo sahasında bulunan vagonların su altında kalması gösterildi. CHP de konuyu Meclis gündemine taşıdı.

ANKA'nın haberine göre, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Ankaralıları, yıllarca bir yılan hikayesi sarmalında tazelediği boş vaatlerle oyaladığı metro inşaatları bitirilemeyerek, başladıktan 11 yıl sonra, 2011 yılında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devredilmiştir.

29 Ekim 2013 tarihine yetiştirileceği açıklanmasına karşın, bitirilemeyen Sincan Metrosunun açılışı hakkında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek geçtiğimiz günlerde kendince yeni müjdeler vermişse de basında da yer aldığı üzere metronun açılışı bir kez daha ertelenmiştir.
Bu son ertelenme gerekçesi olarak, 25 Aralık 2013 tarihinde Anadolu Bulvarı Mehmet Akif Ersoy köprüsünün altından geçen ana iletim su hattı borusunun patlayarak Macunköy depo sahasında bulunan vagonların su altında kalması ileri sürülmüş ve yetkililerce yalanlanmamış, aksine yetkililerin açıklamalarıyla bu bilgi teyit edilmiş bulunmaktadır” dedi.

Gök, şu sorulara yanıt istedi:
“Macunköy depo sahasının yer seçimi kim tarafından, ne zaman yapılmıştır? Depo sahasında kaç vagon bulunmaktadır? Vagonlar ne zamandan beri sahada bekletilmektedir? Test edilen ve edilmeyen vagon sayısı nedir? Depo sahasının yer seçiminde ve sonrasında, sel, yangın gibi tehlikelere karşı korunaklı duruma getirilmesi neden sağlanmamıştır. Sahada bekletilen vagonlarla ilgili herhangi bir sigorta işlemi yapılmış mıdır? Macunköy depo sahası halen kimin mülkiyetinde bulunmaktadır? Hasar gören vagonların tüm donanımlarıyla onarımı mümkün müdür? Can ve mal güvenliği açısından sakıncaları ele alınarak incelenmekte midir? Bu konularda bir soruşturma başlatacak mısınız?”

İmar Hakları için 'Banka' Formülü

$
0
0

Bu haklar imar hakları bankası tarafından da değerlendirilmeli" dedi.

Kentsel dönüşümün en büyük engellerinden biri olan imar hakları konusunda çözümler geliştirmek ve dönüşümün önünü açmak için çalışmalar yapan şehir plancısı Faruk Göksu, imar haklarının satılabilmesi ve bir imar hakları bankasının kurulması gerektiğini söyledi.

Başta İstanbul olmak üzere kentlerde özel proje alanı, kentsel dönüşüm projeleri, afet riskli alan gibi özel ve ayrıcalıklı yasa ve plan kararları ile imar haklarının artırıldığını dile getiren Faruk Göksu, artan imar haklarının artışının başta ulaşım olmak üzere yeşil alan, kültür, eğitim gibi kamusal altyapı ve üstyapı kapasitesini zorladığını kaydetti.

Faruk Göksu, kentlerde son 50-60 yıllık süreç içinde üçüncü kez yık-yap sürecinin yaşandığına işarete ederek, son dönemdeki kentsel dönüşümün, imar haklarının artırılmasıyla, piyasa koşullarında gayrimenkul projesi geliştirme yaklaşımı ile yapıldığını ifade etti. Kamunun desteğiyle geliştirilen Fikirtepe, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa ve Okmeydanı gibi afet riskli dönüşüm projelerinde imar artışının yapıldığının altını çizen Göksu, TOKİ ve Emlak Konut'un kamu arsalarının hasılat paylaşımlı yöntemiyle satışını öngören projelerde de imar haklarının yükseldiğine işaret etti.

'Bedava verilmemeli'

Faruk Göksu, kentin belli bölgelerinde imar haklarının artırılmasının, diğer bölgelerde yaşam hakkının kısıtlanması anlamına geldiğinin altını çizerek, "İmar haklarının dengesiz artırılması, başta su olmak üzere doğal kaynakları azaltırken, gelecek nesillerin de yaşam hakkını kısıtlıyor. Artık, kentlerimizde imar hakkı, yaşam hakkına endekslenmeli" dedi.

İmar haklarının bedava verilmemesi gerektiğini söyleyen Göksu, "İmar hakları satılmalı. Satıştan elde edilecek gelir, dar gelirlilerin ve kiracıların konut edinmesinin yanı sıra; park, eğitim, sağlık vb gibi yaşamsal mekanların finansmanında kullanılmalı" diye konuştu.

Faruk Göksu, imar haklarının, belediyeler tarafından kurulacak imar hakları bankası tarafından satılabileceğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Böylelikle, kentin bir bölgesinde imar hakkı artarken, bir başka bölgesinde imar hakkı düşecek ya da o bölgede kamusal alan için finansman yaratılacak. İmar yoğunluğu azaltılması istenen alanla, transfer edilmek istenen alan belirlendikten sonra arsa sahibine kullanmak istediği imar hakkının tamamını ya da bir kısmını başka alanda kullanma hakkını gösteren sertifika verilecek. Kamu, böylece riskli alanda imar hakkı bulunan ve kentsel dönüşümle birlikte yapılaşmaya izin verilmeyecek yerlerde vatandaşların imar hakkını başka bir alana transfer edebilecek."

Dönüşüm için kaynak olur

İmar haklarının satışından elde edilecek gelirin yeni kurulacak imar hakları bankasında toplanması gerektiğini vurgulayan Göksu, "Bu kaynak ucuz ve uzun vadeli kredi olarak belediye, özel ve sivil sektör arasında paylaşılabilecek. Böylelikle, işbirliği ve güç birliği içinde ortak projeler geliştirilebilir. Böylelikle, imar haklarının satışından, Bakanlık ve belediyelere yaklaşık 6,5 milyon binanın yıkılıp yeniden yapılması için kaynak sağlanacaktır" dedi.

Değer Haritası Hazırlanmalı

Faruk Göksu, proje önceliklerinin ve imar haklarından elde edilecek kaynağın kullanılacağı alanların belirlenmesinde kentlerin değer ve silüet haritalarının hazırlanması gerektiğini belirterek, "Böylelikle, dönüşüm için proje alanlarının seçimi, imar haklarının artış kapasitesi, kamusal alanların yaratılması gibi konular bilimsel temellere dayanabilir" diye konuştu.

Vatandaş istedi, Kartal'da kentsel dönüşüm başladı

Kentsel dönüşümde başarılı örnekler sergileyen Kartal Belediyesi, 'Deprem - Kentsel - Yerinde Dönüşüm' projeleri kapsamında vatandaşların sağlıklı konutlarda yaşamalarını sürdürmeleri için çalışmalarına devam ediyor. Belediye bu kapsamda Kartal Soğanlık Gümüşpınar Mahallesi'nde bulunan Bağlar Sitesi'nin yıkımına başladı.

7 blok, 103 daireden oluşan Bağlar Sitesi'nin yıkımına katılan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Bağlar Sitesi'nde yapılan beton numunelerinin çok düşük çıktığını, binalarda yaşayan insanların olası bir depremde canlı kalmalarının mümkün olmadığını söyledi.

Yaptıkları bu uygulamanın kentsel dönüşümden ziyade, deprem dönüşümü ve aynı zamanda yerinde dönüşüm olduğunu dile getiren Altınok Öz, şunları söyledi:

"Burada yaptığımız çalışmalarda beton numunesi 5.6 çıkmıştı. Bu araştırmalar sonunda en ufak bir depremde insanların canlı kalmalarının mümkün olmadığını anladık. Gerekli çalışmaları yaptık ve ilgili yasa ile de yıkıma karar verildi. Konut sahiplerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kira yardımı yapıldı. İlgili yasanın en iyi uygulanacağı bölge de burasıdır ve bu da bir yerinde dönüşümdür. İnsanlar yine burada kalacaklar ve imarı olan depreme uygun güvenli bir bina da yaşamaya devam edecekler."

'Bizim evi ne zaman yıkacaksınız?'

Kartal'da yaşayan vatandaşların sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri için Kartal'da çalışmalara devam ettiklerini vurgulayan Altınok Öz, dönüşümle birlikte sağlıksız ve içinde oturulamayan evlerin yerine sağlıklı ve güvenli konutların ortaya çıkacağını dile getirdi. Altınok Öz, dönüşümü hayata geçirirken belediyeyle site sakinleri arasında gereken ortak çalışmaların yapıldığını kaydederek, şöyle konutlu:

"6306 sayılı yasa çerçevesinde gereken işlemler yapılarak, yasanın uygulanabileceği dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Vatandaşlara rağmen dönüşüm yapmıyoruz. Onlarla anlaşıyoruz. Birçok kişi de bana 'başkanım bizim evimizi ne zaman yıkacaksınız' diye soruyor. Şimdi yıktığımız binanın alt katına gittiğimizde durumu çok kötüydü. Ayakta kalma ihtimali sıfırdı. Olası bir depremde insanlarında hayatta kalma şansı sıfırdı. Dolayısıyla kanunun da verdiği yetkiye dayanarak belediye, bakanlık ve hak sahiplerinin iş birliğiyle güzel bir dönüşüm sağlanmış olacak."

İstanbul'un Hollywood'u Fikirwood

$
0
0

Kentsel dönüşüm sürecinde boşaltılan ancak bir türlü sorunların bitmediği İstanbul Fikirtepe'de yeni bir dönem yaşanıyor. Kadıköy Fikirtepe Mahallesi'nde yıkılmayan ve terk edilmiş halde bulunan 5 bine yakın bina, evsizlerin barınağı olurken sinema endüstrisinin de dikkatini çekti.

Mahalle, dizilerin ve filmlerin savaş sahnelerinin çekimi için adeta plato oldu. Mahallede çekilen son film ise Murat Uygur'un yönetmenliğini yaptığı ve Suriye'deki savaşı anlatan "Kaçış" filmi. Mahallede en çok çekilen dizi ise Kurtlar Vadisi Pusu.

Yaklaşık 2 yıl önce Fikirtepe için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) imar planları hazırlayınca müteahhitlik firmaları ev sahipleri ile anlaştı. Bu anlaşmalar çerçevesinde 8 bine yakın binada inşaat hazırlıkları da başladı. Binlerce kişi anlaşmalarla evini boşalttı ve çok sayıda bina da yıkıldı. Ancak imar planlarındaki belirsizlik nedeniyle inşaat bir türlü başlayamadı.

Duruma el koyan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgeyi afet alanı ilan etti ve Fikirtepe'de yeni planlar askıya çıktı. Sorunların çözülmesiyle kentsel dönüşümün hızlandığı bölge yıkılmış ve boşaltılmış evleriyle sinema endüstrisi için doğal bir film platosu haline dönüştü. Bu fırsatı kaçırmak istemeyen yapımcılar gerekli izinleri alarak boşaltılmış binalarda patlama sahnelerini çekmeye başladı.

Bu binalarda çekim yapmak için inşaat şirketleriyle ya da mülk sahipleriyle anlaşan sinema yapımcıları adeta mahalleyi mesken tuttu. Yapım şirketleri bölgede yapacakları çekimler için de ücret ödüyor. Boşaltılmış bir binayı patlatmanın değeri 10 bin lira ile 15 bin lira arasında değişiyor. Mahallenin henüz yıkılmaya başlamayan yerlerinde de bir çok dizi çekiliyor. Buralarda da yapımcılar en çok dükkanlara ilgi gösteriyor.

Dükkanların 3 saatlik kirası 800 TL'yi buluyor. Mahallede zaman zaman otomobil yakmak için de izin alınıyor. Mahallede bir çok dizi ve filmin çekildiğini söyleyen Fikirtepe Dumlupınar Eğitim Merdivenköy Mahalleleri Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği (FİDEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ercüment Oruç, "Son dönemlerde daha çok kısa film yapımcıları ve üniversitelerin sinema televizyon bölümlerinde okuyan öğrenciler geliyor" dedi.

İnşaat şirketleriyle mülk sahipleri arasında her hangi bir sorun olmadığını belirten Ercüment Oruç, mahallede yaşanan sorunları şöyle anlattı: "İnşaat çalışmalarını biran önce başlaması için elimizden geleni yapıyoruz. Sürekli olarak inşaat şirketleri ve Çevre, Şehircilik Bakanlığı ile temas halindeyiz. Son dönemlerde çok fazla şikayet alıyoruz. Özellikle bölgede yaşamaya devam edenler gece evden dışarı çıkamadıklarını söylüyor. Sokakta yaşayan insanlar boşaltılmış binalara giriyor. Bu binalar çok tehlikeli. Buradaki çalışmaların hızlanması çok önemli."

Suriye'de yaşanan iç savaşı anlatan "Kaçış" filminin çekimlerinin İstanbul Fikirtepe'de devam ettiğini belirten Yönetmen Murat Uygar, "Fikirtepe bizim için tam anlamıyla bir film platosu oldu. Ara sokaklarında çekilen bazı sahneler de oyuncuların performansı göz dolduruyor. Özellikle çatışma sahnelerinin çekimi için Fikirtepe doğal bir film seti haline geldi" dedi.

Kentsel dönüşümü en çok tartışıldığı bölge Fikirtepe'de yeni imar planlarının çıkmasıyla çözüm yolu bulundu. 2.5 yıldır dönüşümü bekleyen bölgede Teknik Yapı, Anka Yapı, Nuhoğlu İnşaat, Baysaş İnşaat, Vartaş ve Emay İnşaat gibi çok sayıda inşaat şirketinin projeleri bulunuyor.

Viewing all 4077 articles
Browse latest View live